23 Ekim 2010 Cumartesi

My Sister and Me...

Nasıl diyordu Madonna gaylere yazdığı Jump şarkısında?
My sisters and meee my sisteeers and mee..

Peki bilir misiniz Madonna bekaretini nasıl kaybetti?
Ya da gay kardeşi Christopher?

İkisi de tesadüf eseri arabanın arka koltuğunda kaybetti bekaretini.
Bunun üzerine Aphro ve Diony onların neler hissettiğini tamamen anlamak için bir karar verdiler...

Ben Aphro.

Bunu yapmaya karar verdikten sonra Dio'yla beraber oturduk bilgisayarın başına, çöpçatan sitelerinden sex partneri aramaya başladık. Bu işin çok sert ve tehlikeli olmasını istiyorduk. Hatta öyle ki, Diony bi gay partner aramadı. Oldukça maskülen bir biseksüel arıyordu ve de buldu. İkimiz de iri yarı birilerini ayarladık ve sizin de durumdan haberdar olmanızı istediğimizden hemen duyurduk:

"Madonna ve gay kardeşinin, bekaretlerini bir arabanın arka koltuğunda, iki adam eşliğinde kaybettiğini bilir misiniz?

Hazırlıklar tamam!


Aphro ve Diony o heyecanı yaşamak için yarın yola çıkıyor.


LIKE A VIRGIN!"
 
Ertesi gün Köy'den ayrıldık ve bulduğumuz partnerlerin yanına gittik. Onlara durumu anlattık. Allah'tan arabaları vardı. Hiç zaman kaybetmeden bindik arabaya. İkimiz de çok korkuyorduk. Orman gibi bir bölgeye gittik. Kimseceikler yoktu. Biraz şarap ve ot içtik.
Sonra Diony ile yarmagül partneri sevişmeye başladı. Biz de. O kadar irilerdi ki arabaya zor sığıyorduk. Ama o sıkışma hali bizi öylesine tatmin etti ki anlatamam. İkisinin de aleti kocamandı. Bu kadar büyüklerini ikimiz de görmemiştik. Özellikle Diony'nin canı çok yanmaya başlamıştı. Hatta başlarda gözünden yaş aktı. Ama aradan beş dakika geçince tekrar baktığımda kadın gibi kıvrıldığını gördüm. Dio maskülen bi gay nasıl böylesine kadınlaştı anlayamadım. Belki de partnerinin çok sert olmasındandır. Tamamen kadınlığı tattı.
 
(Madonna 4 Minutes)
 
 
Sonra ön koltukları yatırdık. Araba öyle ısındı ki anlatamam. Çocuklar uzandı biz de üzerlerine oturduk. İşte o zaman nirvanayı gördük ikimiz de. İkimiz de o an boşaltık. İkimiz de..
Ama ardından gelişen olaylar hiç de başlardaki gibi olmadı. Biz gitmek istedik ve izin vermediler. Koltuklara yaslayıp bizi deli gibi becermeye devam ettiler. O an ikimiz de çok korktuk. Hatta ben öyle korktum ki ağlamaya başladım. Diony ise meşhur felsefeyi uyguluyor gibiydi: Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak!
Aslında mantıklı!
Zorla sex yapmak bir yana üstüne bir de partnerim anal isteyince çığlık attım. Zorlamaya kalktı istemedim ittirdim kaktım elimden geleni yaptım.
O sırada Dio partnerine oral yapıyordu. Benimki analı kafayı koymuştu ki boşta duran Dionun minik poposuna saldırdı. Diony kocaman bir çığlık atıp ağlamaya başladı. Ama sesi de çıkmıyordu, çünkü ağzı da doluydu! Ben kenara doğru çekildim ve gözümü kapadım. Ama Dio'nun kısık sesli inlemelerine içim elvermedi ve poposundan penisi çıkarıp kendime taktım. Bu sefer acıdan kıvranan bendim ama Diony için değerdi. O iki yarmacanı onun üstüne kakamazdım.
İkimiz de bitap bir halde tekrar boşaldık. Bu sefer onlar da boşaldı. İkimizin de üstü başı battı. Sonra bizi eve bıraktılar ve birbirimize sarıldık Diony'le. Ardından açtık Jump dinledik.
 
We learned our lesson from the start my sisters and me
The only thing you can depend on is your family
And life’s gonna drop you down like the limbs of a tree
It sways and it swings and it bends until it makes you see
 
Are you ready to jump?
Get ready to jump!
Don't ever look back.

16 Ekim 2010 Cumartesi

Matematik Öğretmeni 2

Merhabalar efendim. Ben Diony.

Mart'ta yazdığım yazıyı hatırlarsınız. Matematik öğretmenimin kanepesinde geçen o dakikaları ben unutmadım, siz de unutmayın. (Matematik Öğretmeni: http://fabrikada.blogspot.com/2010/03/matematik-ogretmeni.html)

Facebook'tan duyurduğum gibi matematik öğretmeninden ders almaya devam ediyorum. Peki asıl soru şu:
Sadece ders mi "almaya" devam ediyorum?

Kıhkıhkıhkıhkıhkıhkıhkıh :)

Buyrunuuuuuuuuuuuuuuuz:



Babam geldi ve Matematik öğretmeninden ders almaya devam edip etmeyeceğimi sordu, istediğimi söyledim. Ama merak ettiğim öğretmenin vereceği cevaptı.
Babam aradı ve öğretmen kabul etti. Ders vermeyi kabul etmesi bana göre diğerlerini de kabul ettiği anlamına gelmekteydi. Neyse, dersler başladı vesaire tabi ki ben konuları yine anlamakta zorlandığım için öğretmeni aradım. Bu hafta çalışabilir miyiz? diye. Perşembe günü gel dedi. Tamam dedim.

Perşembe günü bu beniim partiiiiiiiğeam dedim ve giyindim biraz da süslendim şık olmaya özen gösterdim (bkz: Demet Akalın), sonra tuttum evin yolunu, başka 'şey'leri tutacağımı hayal ederek...

Eve geldim. Zile bastım. Kapıyı açtı. Açar açmaz ben mahvoldum tabi ki. Dizlerinde biten bir eşofmanşort giymişti. Bacakları tüm güzelliğiyle bana bakıyordu. Üzerinde de dapdar bi tshirt vardı. Ben ona dalıp öööylece bakarken "Hoşgeldiin" dedi. İçeri girdik.
Oysa ki ben ne hayaller kurmuştum. Kapıdan girer girmez dudaklarıma yapışacaktı ve içeri dalacaktık bilmem ne. İç geçirdim ve açtım kitapları defterleri. Başladı anlatmaya. Kafamı toparlayıp anlattıklarını dinleyemiyordum. Gözüm tamamen ondaydı. O da farketti. Sonra çok tuhaf bir cümle kurdu:

"Bak Diony. En son görüşmemizdeki çalışma stilimiz senin başarılı olman için doğru bir yol değildi bence. Bana kalırsa masada çalışmaya devam edelim, kanepede çalışmak bir hataydı."

Diony: Şok! "Tabi ki, zaten kanepen rahat değildi" diyip gülümsedim. Ama içten içe ağlıyordum. Lavaboya gittim. Yine aldım parfümünü kokladım kokladım kookladım. Trank! Kapı açıldı!

O an ne kadar korktuğumu ve utandığımı anlatmam! İmkanı yok! O derece utandım! Tuhaf bi bakış yaptı. Yalandan sinirli gibi. Sonra dudaklarıma yapışıp klozete oturttu beni. Parfüm elimden düşüp kırıldı. Her yer o kokuyordu. Delirdim tamamen. Soydum onu tamamen. Üzerinde tek birşey bile kalmadı. Çırılçıplaktı. Tamamen! Şöyle biraz uzaklaşıp baktım ona. Tüm hatlarını ezberlemeye çalıştım.
Sonra kolundan tutup salona götürdüm. Masaya oturdum ve "Senin de dediğin gibi masada çalışmaya devam edelim bence" dedim ve yaklaşık bir saat masada seviştik. Ben masaya uzandım üzerime çıktı. Ben masadan bacaklarımı sarkıttım önüme dikildi. Masa ben o ben masa o masa o ben.

Sonra eve gitme gerektiği için giyindik ve ben çıktım. Kapıda "İstediğin gibi çalışmaya devam edebiliriz!" dedi. Ben de "Böyle diyeceğini biliyordum" dedim ve gittim.

Yalnız tuhaf bir nokta var. Ben, sevişmekten işleyemediğimiz konuyu takır takır yapmaya başladım!


Xoxo.
Dio.