Merhaba kokoşlar Canan
Beni gören sen yenisin galiba diyecek ama onun yaşı kadar yazıyordum ve koca koca heriflerle yatıyordum.
Şimdi benim bi tanee hetoşum var.
kendini heterodan satıyo bence.
Yüzüme sürekli gülen biri her türlü gayoş şakaları yapabilen biri.
Şimdi ben bunla içki içtim yanındada heteşun hoşlandıgı kız vardı.
Ben bunlara gayoş oldugumu söyledim.
Kesinlikle tepki vermedi hatta daha da samimi olduk diyebilirim sonra aradan long long zaman geçti ben buna öylemisin böylemisin diye sordum.Değilim olsam sana söylerdim dedi.ayol zamanında futbol oynamış allah aşkına hangi futbolcu biseksüel değildir ki. ıhım ıhım bu bildiğiniz karizma bi herif tam manasıyla bi erkek diyebilirim ama feminenliğide tutmuyo değil hafif.
Şimdi ben bunla o kızın arasını bozmaya çalışıyorum sürekli kavga ettiriyorum falan fişman.Bana içki sözü var ayol sarhoş edeyimde bişeyler olsun desem sarhoş etmeye para yetmez iç iç bi bok olduguda yok.onu içirirken ben sarhoş oluyorum patır patır dökülüyorum.
aşık oldum sanırım bi kere yatsan geçer hevesin diyorlar.
Sanki onu biliyorlar.
Neyse ben yinede bi tadına bakmak istiyorum geç olsun güç olmasın ben size onunla ilgili detayları anlatıcam.
Sık sık yazmaya çalışıcam aphro ve diony yi sallayın asıl heyecan bende shekerlerim.
Bi gün bu fabrikada adalet yerini bulacak Canan admin olacak.
Her gün yazıcam bak söz.
Takip edin yorum yazın dertleşelim anacım öyle okuyup okuyup kaçıyosunuz ayıp.
27 Ocak 2011 Perşembe
11 Ocak 2011 Salı
BEN SUYSAM O ATEŞ
Selam rengarenkler. Ben Aphro. Uzun zaman oldu sipeşıl sex vikendlerimi yazamadım. Ama geldim şuanda yazıyorum yaşasın ayol kazandık aaaaaaa..
Bir gece parti dönüşü eski sevgilimle karşılaştım. Adı da Hepistos. Çitos gibi dimi :)
Neysee. Bu şimdi benim eski kırık. Fakat ben onu kıramadan ayrılmıştık. (Ceviz) Yani makinayı bile tutamadan.
Neyse parti dönüşü eve hiç gidesim gelmedi onu gördükten sonra. Dağıldık, bütün motorlar milletin arabasına biniyor. Bi de baktım ki benimki ön kapıyı açmış "Geç oldu eve tek gitme" diyor. "Eve gitmek isteyen kim ki?" dedim ve gülümsedik. Ve belimden tutup beni hemen arabaya attı. "Nereye gidiyoruz?" dedim. "Biryere gitmeyebiliriz." Dedi. Dağ yolundan dönüyorduk. Arabayı kenara çekti ve konuşmaya başladık. İçki halen daha devam ediyordu. Konuştuk konuştuk konuştuuuk.. Tüm eskileri olanları bilmem ne. Sıkıldım ben tabi elim makinayı istiyodu. Lafı kısa kes ve öp beni dedim. Arabanın kaputuna yatırdı ve biraz öptü. Ama malumunuz bir önceki araba seksinden ağzımız yandığı için kendimi biraz buruk hissediyordum. (burukan hart görl) Fakat olan şu ki, gerizekalı Hepistos'un sevgilisi var! Umrumda mı? Yooöee.
Şimdi Aphro hayranları beni sakın fahişe olarak görmesin çünkü bu kızdan zamanında çok çektim. Malum intikam tatlı, makina daha tatlı.
Aşırı soğuktu ve biraz da rahatsız hissettiğim için ''Hadi arabaya girelim üşüdüm'' dedim. Girdik içeri sanki onu becermişim gibi hissetmesi beni deli etti. Sevgilisi varya MAL. AAyyy sanki sevgilisi olan sürtük ona benim tattırdıklarımı yaşatabilir! Gerçi o sıra henüz hiçbirşey yaşamamıştık. Ama ben planı kurmuştum. Aphro kurar da yaşamaz mı?!
Suratı buz gibi beni eve bıraktı. ''Iğğm istersen seni ararım, buluşuruz ha?'' dedi.Salak mısın ya sana kadar pipimi yok gerizekalı.''Tabikiiii'' dedim.
Çok kaşarım okey.
Sonra ben bir gün evde paçoz necla olarak otururken telefon çaldı. Açtım Hepistos. Bu akşama bir planın var mı seni çok özledim dedi. Ben de "Var ama senin için erteleyebilirim" dedim. (OLMADIĞI HALDEEE)
Öylee bööylee onun evinde buluştuk. İlk defa evine girmiştim. Çok romantikti ama bir yandan da kukuş kaynıyordu yaniieeeğğ.
Beni yavaşça soymaya başladı. Ben birden hardcore ruhumu yansıtıp onun üstünü çıkarmaya kalktım ama karşı koydu. Kontrol tamamen ondaydı. Yavaş ilerliyordu herşey. Düşünün, beni soyması 40 dakika sürdü. Ayyyyyyy. İstiyordum ama bi yandan da kendimi sıkıyordum. Çünkü sevgilisi vardı. O gün çok tatlı seviştik. Sarılıp uyuduk. Daha doğrusu uyuya kaldık. Ben hemen uyandım.
NE LAN UCUZ MUYUZ! AAAA! Sonra beni arabasıyla eve bıraktı.
Öyyle işte kızlar. Şuan yasak aşkımla salam yiyorum. Devamını bekleyin.
Kissaaaaasss
23 Ekim 2010 Cumartesi
My Sister and Me...
Nasıl diyordu Madonna gaylere yazdığı Jump şarkısında?
My sisters and meee my sisteeers and mee..
Peki bilir misiniz Madonna bekaretini nasıl kaybetti?
Ya da gay kardeşi Christopher?
İkisi de tesadüf eseri arabanın arka koltuğunda kaybetti bekaretini.
Bunun üzerine Aphro ve Diony onların neler hissettiğini tamamen anlamak için bir karar verdiler...
Ben Aphro.
Bunu yapmaya karar verdikten sonra Dio'yla beraber oturduk bilgisayarın başına, çöpçatan sitelerinden sex partneri aramaya başladık. Bu işin çok sert ve tehlikeli olmasını istiyorduk. Hatta öyle ki, Diony bi gay partner aramadı. Oldukça maskülen bir biseksüel arıyordu ve de buldu. İkimiz de iri yarı birilerini ayarladık ve sizin de durumdan haberdar olmanızı istediğimizden hemen duyurduk:
"Madonna ve gay kardeşinin, bekaretlerini bir arabanın arka koltuğunda, iki adam eşliğinde kaybettiğini bilir misiniz?
Hazırlıklar tamam!
Aphro ve Diony o heyecanı yaşamak için yarın yola çıkıyor.
LIKE A VIRGIN!"
Ertesi gün Köy'den ayrıldık ve bulduğumuz partnerlerin yanına gittik. Onlara durumu anlattık. Allah'tan arabaları vardı. Hiç zaman kaybetmeden bindik arabaya. İkimiz de çok korkuyorduk. Orman gibi bir bölgeye gittik. Kimseceikler yoktu. Biraz şarap ve ot içtik.
Sonra Diony ile yarmagül partneri sevişmeye başladı. Biz de. O kadar irilerdi ki arabaya zor sığıyorduk. Ama o sıkışma hali bizi öylesine tatmin etti ki anlatamam. İkisinin de aleti kocamandı. Bu kadar büyüklerini ikimiz de görmemiştik. Özellikle Diony'nin canı çok yanmaya başlamıştı. Hatta başlarda gözünden yaş aktı. Ama aradan beş dakika geçince tekrar baktığımda kadın gibi kıvrıldığını gördüm. Dio maskülen bi gay nasıl böylesine kadınlaştı anlayamadım. Belki de partnerinin çok sert olmasındandır. Tamamen kadınlığı tattı.
Sonra ön koltukları yatırdık. Araba öyle ısındı ki anlatamam. Çocuklar uzandı biz de üzerlerine oturduk. İşte o zaman nirvanayı gördük ikimiz de. İkimiz de o an boşaltık. İkimiz de..
Ama ardından gelişen olaylar hiç de başlardaki gibi olmadı. Biz gitmek istedik ve izin vermediler. Koltuklara yaslayıp bizi deli gibi becermeye devam ettiler. O an ikimiz de çok korktuk. Hatta ben öyle korktum ki ağlamaya başladım. Diony ise meşhur felsefeyi uyguluyor gibiydi: Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak!
Aslında mantıklı!
Zorla sex yapmak bir yana üstüne bir de partnerim anal isteyince çığlık attım. Zorlamaya kalktı istemedim ittirdim kaktım elimden geleni yaptım.
O sırada Dio partnerine oral yapıyordu. Benimki analı kafayı koymuştu ki boşta duran Dionun minik poposuna saldırdı. Diony kocaman bir çığlık atıp ağlamaya başladı. Ama sesi de çıkmıyordu, çünkü ağzı da doluydu! Ben kenara doğru çekildim ve gözümü kapadım. Ama Dio'nun kısık sesli inlemelerine içim elvermedi ve poposundan penisi çıkarıp kendime taktım. Bu sefer acıdan kıvranan bendim ama Diony için değerdi. O iki yarmacanı onun üstüne kakamazdım.
İkimiz de bitap bir halde tekrar boşaldık. Bu sefer onlar da boşaldı. İkimizin de üstü başı battı. Sonra bizi eve bıraktılar ve birbirimize sarıldık Diony'le. Ardından açtık Jump dinledik.
We learned our lesson from the start my sisters and me
The only thing you can depend on is your family
And life’s gonna drop you down like the limbs of a tree
It sways and it swings and it bends until it makes you see
Are you ready to jump?
Get ready to jump!
Don't ever look back.
My sisters and meee my sisteeers and mee..
Peki bilir misiniz Madonna bekaretini nasıl kaybetti?
Ya da gay kardeşi Christopher?
İkisi de tesadüf eseri arabanın arka koltuğunda kaybetti bekaretini.
Bunun üzerine Aphro ve Diony onların neler hissettiğini tamamen anlamak için bir karar verdiler...
Ben Aphro.
Bunu yapmaya karar verdikten sonra Dio'yla beraber oturduk bilgisayarın başına, çöpçatan sitelerinden sex partneri aramaya başladık. Bu işin çok sert ve tehlikeli olmasını istiyorduk. Hatta öyle ki, Diony bi gay partner aramadı. Oldukça maskülen bir biseksüel arıyordu ve de buldu. İkimiz de iri yarı birilerini ayarladık ve sizin de durumdan haberdar olmanızı istediğimizden hemen duyurduk:
"Madonna ve gay kardeşinin, bekaretlerini bir arabanın arka koltuğunda, iki adam eşliğinde kaybettiğini bilir misiniz?
Hazırlıklar tamam!
Aphro ve Diony o heyecanı yaşamak için yarın yola çıkıyor.
LIKE A VIRGIN!"
Ertesi gün Köy'den ayrıldık ve bulduğumuz partnerlerin yanına gittik. Onlara durumu anlattık. Allah'tan arabaları vardı. Hiç zaman kaybetmeden bindik arabaya. İkimiz de çok korkuyorduk. Orman gibi bir bölgeye gittik. Kimseceikler yoktu. Biraz şarap ve ot içtik.
Sonra Diony ile yarmagül partneri sevişmeye başladı. Biz de. O kadar irilerdi ki arabaya zor sığıyorduk. Ama o sıkışma hali bizi öylesine tatmin etti ki anlatamam. İkisinin de aleti kocamandı. Bu kadar büyüklerini ikimiz de görmemiştik. Özellikle Diony'nin canı çok yanmaya başlamıştı. Hatta başlarda gözünden yaş aktı. Ama aradan beş dakika geçince tekrar baktığımda kadın gibi kıvrıldığını gördüm. Dio maskülen bi gay nasıl böylesine kadınlaştı anlayamadım. Belki de partnerinin çok sert olmasındandır. Tamamen kadınlığı tattı.
(Madonna 4 Minutes)
Sonra ön koltukları yatırdık. Araba öyle ısındı ki anlatamam. Çocuklar uzandı biz de üzerlerine oturduk. İşte o zaman nirvanayı gördük ikimiz de. İkimiz de o an boşaltık. İkimiz de..
Ama ardından gelişen olaylar hiç de başlardaki gibi olmadı. Biz gitmek istedik ve izin vermediler. Koltuklara yaslayıp bizi deli gibi becermeye devam ettiler. O an ikimiz de çok korktuk. Hatta ben öyle korktum ki ağlamaya başladım. Diony ise meşhur felsefeyi uyguluyor gibiydi: Tecavüz kaçınılmazsa zevk almaya bak!
Aslında mantıklı!
Zorla sex yapmak bir yana üstüne bir de partnerim anal isteyince çığlık attım. Zorlamaya kalktı istemedim ittirdim kaktım elimden geleni yaptım.
O sırada Dio partnerine oral yapıyordu. Benimki analı kafayı koymuştu ki boşta duran Dionun minik poposuna saldırdı. Diony kocaman bir çığlık atıp ağlamaya başladı. Ama sesi de çıkmıyordu, çünkü ağzı da doluydu! Ben kenara doğru çekildim ve gözümü kapadım. Ama Dio'nun kısık sesli inlemelerine içim elvermedi ve poposundan penisi çıkarıp kendime taktım. Bu sefer acıdan kıvranan bendim ama Diony için değerdi. O iki yarmacanı onun üstüne kakamazdım.
İkimiz de bitap bir halde tekrar boşaldık. Bu sefer onlar da boşaldı. İkimizin de üstü başı battı. Sonra bizi eve bıraktılar ve birbirimize sarıldık Diony'le. Ardından açtık Jump dinledik.
We learned our lesson from the start my sisters and me
The only thing you can depend on is your family
And life’s gonna drop you down like the limbs of a tree
It sways and it swings and it bends until it makes you see
Are you ready to jump?
Get ready to jump!
Don't ever look back.
16 Ekim 2010 Cumartesi
Matematik Öğretmeni 2
Merhabalar efendim. Ben Diony.
Mart'ta yazdığım yazıyı hatırlarsınız. Matematik öğretmenimin kanepesinde geçen o dakikaları ben unutmadım, siz de unutmayın. (Matematik Öğretmeni: http://fabrikada.blogspot.com/2010/03/matematik-ogretmeni.html)
Facebook'tan duyurduğum gibi matematik öğretmeninden ders almaya devam ediyorum. Peki asıl soru şu:
Sadece ders mi "almaya" devam ediyorum?
Kıhkıhkıhkıhkıhkıhkıhkıh :)
Buyrunuuuuuuuuuuuuuuuz:
Babam geldi ve Matematik öğretmeninden ders almaya devam edip etmeyeceğimi sordu, istediğimi söyledim. Ama merak ettiğim öğretmenin vereceği cevaptı.
Babam aradı ve öğretmen kabul etti. Ders vermeyi kabul etmesi bana göre diğerlerini de kabul ettiği anlamına gelmekteydi. Neyse, dersler başladı vesaire tabi ki ben konuları yine anlamakta zorlandığım için öğretmeni aradım. Bu hafta çalışabilir miyiz? diye. Perşembe günü gel dedi. Tamam dedim.
Perşembe günü bu beniim partiiiiiiiğeam dedim ve giyindim biraz da süslendim şık olmaya özen gösterdim (bkz: Demet Akalın), sonra tuttum evin yolunu, başka 'şey'leri tutacağımı hayal ederek...
Eve geldim. Zile bastım. Kapıyı açtı. Açar açmaz ben mahvoldum tabi ki. Dizlerinde biten bir eşofmanşort giymişti. Bacakları tüm güzelliğiyle bana bakıyordu. Üzerinde de dapdar bi tshirt vardı. Ben ona dalıp öööylece bakarken "Hoşgeldiin" dedi. İçeri girdik.
Oysa ki ben ne hayaller kurmuştum. Kapıdan girer girmez dudaklarıma yapışacaktı ve içeri dalacaktık bilmem ne. İç geçirdim ve açtım kitapları defterleri. Başladı anlatmaya. Kafamı toparlayıp anlattıklarını dinleyemiyordum. Gözüm tamamen ondaydı. O da farketti. Sonra çok tuhaf bir cümle kurdu:
"Bak Diony. En son görüşmemizdeki çalışma stilimiz senin başarılı olman için doğru bir yol değildi bence. Bana kalırsa masada çalışmaya devam edelim, kanepede çalışmak bir hataydı."
Diony: Şok! "Tabi ki, zaten kanepen rahat değildi" diyip gülümsedim. Ama içten içe ağlıyordum. Lavaboya gittim. Yine aldım parfümünü kokladım kokladım kookladım. Trank! Kapı açıldı!
O an ne kadar korktuğumu ve utandığımı anlatmam! İmkanı yok! O derece utandım! Tuhaf bi bakış yaptı. Yalandan sinirli gibi. Sonra dudaklarıma yapışıp klozete oturttu beni. Parfüm elimden düşüp kırıldı. Her yer o kokuyordu. Delirdim tamamen. Soydum onu tamamen. Üzerinde tek birşey bile kalmadı. Çırılçıplaktı. Tamamen! Şöyle biraz uzaklaşıp baktım ona. Tüm hatlarını ezberlemeye çalıştım.
Sonra kolundan tutup salona götürdüm. Masaya oturdum ve "Senin de dediğin gibi masada çalışmaya devam edelim bence" dedim ve yaklaşık bir saat masada seviştik. Ben masaya uzandım üzerime çıktı. Ben masadan bacaklarımı sarkıttım önüme dikildi. Masa ben o ben masa o masa o ben.
Sonra eve gitme gerektiği için giyindik ve ben çıktım. Kapıda "İstediğin gibi çalışmaya devam edebiliriz!" dedi. Ben de "Böyle diyeceğini biliyordum" dedim ve gittim.
Yalnız tuhaf bir nokta var. Ben, sevişmekten işleyemediğimiz konuyu takır takır yapmaya başladım!
Xoxo.
Dio.
Mart'ta yazdığım yazıyı hatırlarsınız. Matematik öğretmenimin kanepesinde geçen o dakikaları ben unutmadım, siz de unutmayın. (Matematik Öğretmeni: http://fabrikada.blogspot.com/2010/03/matematik-ogretmeni.html)
Facebook'tan duyurduğum gibi matematik öğretmeninden ders almaya devam ediyorum. Peki asıl soru şu:
Sadece ders mi "almaya" devam ediyorum?
Kıhkıhkıhkıhkıhkıhkıhkıh :)
Buyrunuuuuuuuuuuuuuuuz:
Babam geldi ve Matematik öğretmeninden ders almaya devam edip etmeyeceğimi sordu, istediğimi söyledim. Ama merak ettiğim öğretmenin vereceği cevaptı.
Babam aradı ve öğretmen kabul etti. Ders vermeyi kabul etmesi bana göre diğerlerini de kabul ettiği anlamına gelmekteydi. Neyse, dersler başladı vesaire tabi ki ben konuları yine anlamakta zorlandığım için öğretmeni aradım. Bu hafta çalışabilir miyiz? diye. Perşembe günü gel dedi. Tamam dedim.
Perşembe günü bu beniim partiiiiiiiğeam dedim ve giyindim biraz da süslendim şık olmaya özen gösterdim (bkz: Demet Akalın), sonra tuttum evin yolunu, başka 'şey'leri tutacağımı hayal ederek...
Eve geldim. Zile bastım. Kapıyı açtı. Açar açmaz ben mahvoldum tabi ki. Dizlerinde biten bir eşofmanşort giymişti. Bacakları tüm güzelliğiyle bana bakıyordu. Üzerinde de dapdar bi tshirt vardı. Ben ona dalıp öööylece bakarken "Hoşgeldiin" dedi. İçeri girdik.
Oysa ki ben ne hayaller kurmuştum. Kapıdan girer girmez dudaklarıma yapışacaktı ve içeri dalacaktık bilmem ne. İç geçirdim ve açtım kitapları defterleri. Başladı anlatmaya. Kafamı toparlayıp anlattıklarını dinleyemiyordum. Gözüm tamamen ondaydı. O da farketti. Sonra çok tuhaf bir cümle kurdu:
"Bak Diony. En son görüşmemizdeki çalışma stilimiz senin başarılı olman için doğru bir yol değildi bence. Bana kalırsa masada çalışmaya devam edelim, kanepede çalışmak bir hataydı."
Diony: Şok! "Tabi ki, zaten kanepen rahat değildi" diyip gülümsedim. Ama içten içe ağlıyordum. Lavaboya gittim. Yine aldım parfümünü kokladım kokladım kookladım. Trank! Kapı açıldı!
O an ne kadar korktuğumu ve utandığımı anlatmam! İmkanı yok! O derece utandım! Tuhaf bi bakış yaptı. Yalandan sinirli gibi. Sonra dudaklarıma yapışıp klozete oturttu beni. Parfüm elimden düşüp kırıldı. Her yer o kokuyordu. Delirdim tamamen. Soydum onu tamamen. Üzerinde tek birşey bile kalmadı. Çırılçıplaktı. Tamamen! Şöyle biraz uzaklaşıp baktım ona. Tüm hatlarını ezberlemeye çalıştım.
Sonra kolundan tutup salona götürdüm. Masaya oturdum ve "Senin de dediğin gibi masada çalışmaya devam edelim bence" dedim ve yaklaşık bir saat masada seviştik. Ben masaya uzandım üzerime çıktı. Ben masadan bacaklarımı sarkıttım önüme dikildi. Masa ben o ben masa o masa o ben.
Sonra eve gitme gerektiği için giyindik ve ben çıktım. Kapıda "İstediğin gibi çalışmaya devam edebiliriz!" dedi. Ben de "Böyle diyeceğini biliyordum" dedim ve gittim.
Yalnız tuhaf bir nokta var. Ben, sevişmekten işleyemediğimiz konuyu takır takır yapmaya başladım!
Xoxo.
Dio.
17 Eylül 2010 Cuma
Double Sex ( ismini vermek istemeyen kullanıcı)
Hi ben İsmini vermek istemeyen kullanıcı hahahahahahhahahah
Bugün çok karlıyım sabah bi sıska kapımı çaldı.
akşam bi sıska telefonumu zırlattı.
Sabah Aktif Akşam aktif çüküm morardı.
Benim aktif Man'im gelsin.
ama küsüm onla biraz sürünsün öyle beleşe göt yok!!!
Bugün çok karlıyım sabah bi sıska kapımı çaldı.
akşam bi sıska telefonumu zırlattı.
Sabah Aktif Akşam aktif çüküm morardı.
Benim aktif Man'im gelsin.
ama küsüm onla biraz sürünsün öyle beleşe göt yok!!!
10 Eylül 2010 Cuma
Diony'nin Bronz Madalyası
Hello canlarım ben Diony.
Bu yaz Aphro'yla tatile çıkmaya ailelerimizi ikna edebildik ve harika bir üç hafta yaşadık. Aphro size anlatmaya başladı bile. En son, Diony kapıyı açtı 'da kaldınız ama öncesinden benim de anlatmam gerekenler var! Nihahahahah!
Aphro Sarışın'la tanışmaya çalışıyordu. Benden barda onu beklememi rica etti ben de öyle yaptım.
Bara gittiğimde yanımdaki tabureye uzun dalgalı saçları olan esmer bir erkek oturdu. Kocaman dudakları vardı. Tam tadında bir bronzdu anlayacağınız! Bronz madalya!
"Buzlu bir bira alabilir miyim?" dedim.
"Benimki de beyfendininkinden olsun mümkünse" dedi barmene. Barmene dedi ama bana bakıyordu.
"Şortun çok güzeel" dedi arkasından da gülerek. Başımı eğip şortuma baktım. Sonra da kendi kendime,
Ah Diony çok aptalsın! Niye şaşırıyorsun! Sen değilmiydin oltan boş kalmasın, uzaktan bakan gay olduğunu anlasın diye gökkuşaklı deniz şortu alan?
"A çok teşekkürler. Senin de dudakların çok güzelmiş" dedim. Bronz yanaklar kızardı bir anda hahahaha. Barmen bizi dinliyordu çünkü. Biraları içerken birazcık daha muhabbet ettik ama hızlı hızlı içişinden onun da "balık avında" olduğunu anladım. Uzuuun bir dikleyişten sonra "Bak son yudumumu içiyorum ona göre" dedi.
"Bitirdim bile!" dedim. "O zaman benimle gel" dedi ve barın arkasındaki depomsu yere soktu beni.
O kocaman dudaklarıyla öptü de öptü öptü de öptü. Beğendiği şortumu indirdi ve bana oral yaptı. Ama ben de oral yapmak istiyordum çünkü altın kuralı biliyorum! Bronz olanların penisi bal olur bal bal!
Aklınızdan çıkmasın kızlar. Zaten yakında Aphro ve Diony'den Altın Kurallar isimli bir proje başlatacağız. Şimdi yapım aşamasındayız bunu da burdan duyuralım.
Neyse. İşe koyuldum tabi. Dümdüz bir penisi vardı ve tam istediğim gibiydi! Yumuşak! İkimiz da "tamam" olduğumuzda numaralarımızı aldık ve gitmem gerekiyor diyerek bara geri döndüm. Gittiğimde Aphro gelmişti "Kahretsin!" dedim. Nedense ona bunu anlatmak istemedim. Halen daha bilmiyor. Bugün yarın burdan okuduğunda öğrenecek, çok heyecanlı nihahahahahahaha!
Akşam yemeğinden sonra Aphro hazırlandı ve Sarışın'la buluşmaya gitti. Ben de attığı 5 mesajdan sonra Bronz Madalya'yı aradım ve odaya çağırdım. Geldi. Deli gibi sevişmeye başladık. O koca dudaklar öyle iyi çalışıyordu ki anlatamam size. Zaten uzun zamandır Bronz biriyle yatmamıştım. Anlayacağınız Diony bayramı erken kutladı.
Fakat o sıra Aphro, Diony'nin yalnız bir gece geçirdiğini sandığından üzülüp mesaj atıyordu. Nerden bilebilirdi ki odasında müthiş bronz biri var!
Aphro'nun attığı ilk mesaja bakamadım bile. Ama yarım saat sonra tekrar mesaj attığında belki önemli birşey vardır diye penisi içimden, dudakları ağzımdan ayırmak zorunda kaldım ve telefona baktım.
"Sarışınla odaya geliyoruz ordasın dimi? Seninle tanışmak istiyor"
Nee! Ama bu haksızlııık! Apar topar durumu anlatım Bronz Madalya'yı odadan çıkardım. Sarışın ve Aphro beş dakika içinde geldi vee..
DIONY KAPIYI AÇTI
Kapıyı açtım. Sarışın hakikaten çok tatlı görünüyordu. Aphro da şaşkın! Girdiler. Oturduk. Sohbet muhabbet. Sarışın'la ben konudan konuya atladıkça Aphro şaşkınlıktan ölmeye başlamıştı. Aslında ben de çok şaşırmıştım. Zevklerimin bu kadar çok uyuştuğu hetero sayısı çok azdı çünkü. Bir saatlik şaşkınlığımız Sarışının kısa cümlesiyle son buldu:
Aslında bakarsanız ben threesome istiyorum.
Ben Aphro'ya Aphro bana, ikimiz beraber Sarışın'a baktık. Aslında fena fikir değildi. Aphro hayal kırıklığının alasına uğramıştı. Ama reddetmedi.
Üçümüz yatağa girdik. Aphro kendini kötü hissetmesin diye ben çekinik durdum. Sarışın yatağa oturdu. Aphro göğsüne uzandı ben de ters V şeklinde açtığı bacaklarının arasında doğru. Deli gibi öpüşmeye başladı çocukla. Ben de boxerının üzerinden penisiyle oynadım.
Mübarek ne penis! Büyüdükçe büyüdü büyüdü büyüdü! Boxerını açtım ve günün üçüncü postasını yaşamak adına o penisi emmeye yutmaya başladım. Büyü büyü bitmeyen penis yala yala da bitmiyordu. Benim geniş boğazım Allahtan bu konuda tecrübeliydi.
Başımı kaldırdım ve kollarımla Sarışının göğsünde oturan Aphroyu çekip penisin üzerine yavaşça oturttum. Şimdi dudaklar benimdi. Çocuk harika öpüşüyordu. Anlatamam size. Tanrım keşke burda olsa şimdi of :(
Ama Aphro için o harika çocuktan vazgeçtim. Onları odada yalnız bıraktım. Ben çıkarken Sarışın arkamdan "Heey nereye?" diye seslendi. "Bir yere gitmem gerektiğini hatırladım. Üzgünüm. Gayet iyisin başka zaman da devam edebiliriz dimi amaaa :)" dedim ve odadan çıktım.
Kapılarına da elimdeki kartonu astım.
DO NOT DISTURB
Aphro'nun Oltası
It's Aphro.
Tatil anılarımızı anlatacağımızı söylemiştim. Biriktiği için biraz uzun olacak sorry. Önce ben başlıyorum.
Hepinize öneririm en yakın arkadaşınızla (Hele bir de o gayse) tatile çıkmanızı. O kadar eğlendik ki anlatamam. Gün boyu anormal şeyler yaşayıp en son gece odamıza çekilince (Eğer o gece dolu değilsek ahhahaha) sabaha kadar bunları konuşmak harika birşey.
İlk gittiğimiz gün sıkılacağımızı sanmaya başlamıştık. Çünkü havuza gir çık. Odaya gir çık. Bara git gel. Hiç mi balık yok? Oltalar hep boş mu kalacak diye söylenip duruyorduk ki ilk gece öyle oldu. İkimiz de bir panik bir hayal kırıklığı içinde sabahladık. Ertesi gün biraz da hırçınlaşmış -doğal olarak seksileşmiş- bir biçimde uyandım. Dionyle öğleden sonraya doğru havuza gittik. Tanrım o da ne! Karşımda birsürü insan var bir de başka bir şey! Harika bir vücut. Kısa sarı saçlar. Havuzdan çıkınca dimdik olmuş memeler. Şaşkınlığımı güneş gözlüğünün altına sakladım ama göğüs uçlarımı bikinin altına saklayamıyordum. O da bana baktı demek isterdim ama görmedi. Sonra düşündüm yanımda Diony gibi gayet yakışıklı bir "erkek" varken kim gözünü dikmeye cesaret eder!
Diony'e durumu anlattım ve "En azından deneyelim. Yarım saat de olsa barda otur. Eğer oltayı balığa denk getiremezsem geri gelirsin." dedim. Boşuna gay arkadaş edinin demiyorum. Hemen anlayışla karşılayıp şezlongumuza birazcık uzaktaki bara gitti. Ben de işe koyuldum tabi ki.
Saçlarımı açtım, gözlüğümü çıkardım ve yavaş adımlarla havuza girdim.
Onun olduğu taraflara doğru yüzmeye başladım. Meğer oltaya balık denk getirmeye çalışan tek kişi ben değilmişim! Benden önce davranıp müthiş tok sesiyle "Merabaa" dedi.
Şok yaşamaya fırsatım yoktu tanışmaya çabalıyormuş gibi görünmeden kısa bir meraba dedim ben de.
Erkek arkadaşınla mı geldin tatile?
Oğğv hayır sadece arkadaşım. Hatta kız arkadaşım bile sayılır :)
Hııığ tamam, şimdi anladım :) Madem öyle, akşam yemeğinden sonra görüşebilir miyiz?
Hakikaten filmlerdeki gibiymiş. Otellerde balık avlamak hiç de zor değilmiş. Ne bu! Adımı sormadan görüşelim mi dedi. Tabi ki sarışını reddetmedim. Adlarımızı öğrenip, nerde buluşacağımızı da konuştuktan sonra,
Tamam o zaman akşam görüşürüz şimdi Diony'nin yanına gitmeliyim. dedim.
Bara gittiğimde Diony yoktu. Geciktiğim için darıldğını sanmıştım ama arkamda belirdi birden. Sigara içmek için dolanmış birazcık. Bara oturduk ve olanları anlattım. O da "Aphro'nun oltası boş durmaz!" dedi. Bu atasözünü sevdim Ahahahahaha. Ama kısa bir süre sonra düşündüm. "Ya Diony'nin oltası ne olacak?"
Onu akşam yemeğinden sonra tek başına bırakmak benim için çok zorlayıcı olacaktı. İlk defa Diony'nin oltası boştu ve onu tanıyorum. Gerçekten kıskanç biri Diony. Boşuna i'm a bitch diye gezmiyor!
Neyse. Akşam olmuştu.
Yemeğimi Diony'le yedim ve erken dönmek için söz verdim. Otelin içindeki yerlerden birinde buluşacaktık. Bar desen bar değil, disko desen değil ortası saçma bir yer. Ama güzeldi. Ben de güzeldim. Abartılı da durmamak için yüksek bel etek giydim çıktım. Saçlarımı da açtım. Ah tabi siz bilmiyorsunuz. Aphro'nun saçları diye kitap yazılmalıdır. O derece.
Oturduk konuştuk. Sarışın da çok harika giyinmişti. O dolgun üst baldırları dar pantolonunu patlatacak gibi duruyordu. 20 yaşındaydı. Otele ailesiyle gelmişti ama ailesi bir haftalığına tekrar istanbula dönmüştü o yüzden bir haftalığına odası da boştu! Bu kadar güzel şey nasıl yanyana denk gelir tanrım!
Çok dans etmedik. Zaten çok da oturmadık. Aklım sürekli Diony'de olduğundan mesaj atıp ne yaptığını sordum. Cevap gelmedi. Tekrar darılmış olabileceğini düşünüyordum ki, sarışın "Burası çok sıkıcı bence. Odana gidelim mi?" dedi.
"Iııığ. Burası bence de sıkıcı ama senin odan boşken neden benimkine gidelim ki? Diony var." dedim.
Seninkine gidelim bence daha çok eğleniriz. Hem Diony'i tanımak istiyorum.
Düşündüm. Acaba sex yapmak istemiyor sadece oturup muhabbet etmek falan mıydı amacı? Ama "tamam olur" dedim. Yarım saat önceki mesajıma cevap vermeyen Diony "Sarışınla odaya geliyoruz ordasın dimi? Seninle tanışmak istiyor" mesajıma cevap verdi.
"Tatlım biraz önceki mesajını görmemişim. Bir sorun yok umarım ama gelin odadayım."
Uzun holler
Lobiler
Çiftler
Do not disturb yazıları atlatıldı ve odamıza geldik.
Diony'nin kapıyı açışında kaldık. Gerisini o anlatsın canlarım. Sizi seviyorum. Hikayenin devamında biraz şaşıracaksınız sanırım. Ama olsun düşününce şaşırmak ne kadar güzel birşey değil mi?
Xoxo
Tatil anılarımızı anlatacağımızı söylemiştim. Biriktiği için biraz uzun olacak sorry. Önce ben başlıyorum.
Hepinize öneririm en yakın arkadaşınızla (Hele bir de o gayse) tatile çıkmanızı. O kadar eğlendik ki anlatamam. Gün boyu anormal şeyler yaşayıp en son gece odamıza çekilince (Eğer o gece dolu değilsek ahhahaha) sabaha kadar bunları konuşmak harika birşey.
İlk gittiğimiz gün sıkılacağımızı sanmaya başlamıştık. Çünkü havuza gir çık. Odaya gir çık. Bara git gel. Hiç mi balık yok? Oltalar hep boş mu kalacak diye söylenip duruyorduk ki ilk gece öyle oldu. İkimiz de bir panik bir hayal kırıklığı içinde sabahladık. Ertesi gün biraz da hırçınlaşmış -doğal olarak seksileşmiş- bir biçimde uyandım. Dionyle öğleden sonraya doğru havuza gittik. Tanrım o da ne! Karşımda birsürü insan var bir de başka bir şey! Harika bir vücut. Kısa sarı saçlar. Havuzdan çıkınca dimdik olmuş memeler. Şaşkınlığımı güneş gözlüğünün altına sakladım ama göğüs uçlarımı bikinin altına saklayamıyordum. O da bana baktı demek isterdim ama görmedi. Sonra düşündüm yanımda Diony gibi gayet yakışıklı bir "erkek" varken kim gözünü dikmeye cesaret eder!
Diony'e durumu anlattım ve "En azından deneyelim. Yarım saat de olsa barda otur. Eğer oltayı balığa denk getiremezsem geri gelirsin." dedim. Boşuna gay arkadaş edinin demiyorum. Hemen anlayışla karşılayıp şezlongumuza birazcık uzaktaki bara gitti. Ben de işe koyuldum tabi ki.
Saçlarımı açtım, gözlüğümü çıkardım ve yavaş adımlarla havuza girdim.
Onun olduğu taraflara doğru yüzmeye başladım. Meğer oltaya balık denk getirmeye çalışan tek kişi ben değilmişim! Benden önce davranıp müthiş tok sesiyle "Merabaa" dedi.
Şok yaşamaya fırsatım yoktu tanışmaya çabalıyormuş gibi görünmeden kısa bir meraba dedim ben de.
Erkek arkadaşınla mı geldin tatile?
Oğğv hayır sadece arkadaşım. Hatta kız arkadaşım bile sayılır :)
Hııığ tamam, şimdi anladım :) Madem öyle, akşam yemeğinden sonra görüşebilir miyiz?
Hakikaten filmlerdeki gibiymiş. Otellerde balık avlamak hiç de zor değilmiş. Ne bu! Adımı sormadan görüşelim mi dedi. Tabi ki sarışını reddetmedim. Adlarımızı öğrenip, nerde buluşacağımızı da konuştuktan sonra,
Tamam o zaman akşam görüşürüz şimdi Diony'nin yanına gitmeliyim. dedim.
Bara gittiğimde Diony yoktu. Geciktiğim için darıldğını sanmıştım ama arkamda belirdi birden. Sigara içmek için dolanmış birazcık. Bara oturduk ve olanları anlattım. O da "Aphro'nun oltası boş durmaz!" dedi. Bu atasözünü sevdim Ahahahahaha. Ama kısa bir süre sonra düşündüm. "Ya Diony'nin oltası ne olacak?"
Onu akşam yemeğinden sonra tek başına bırakmak benim için çok zorlayıcı olacaktı. İlk defa Diony'nin oltası boştu ve onu tanıyorum. Gerçekten kıskanç biri Diony. Boşuna i'm a bitch diye gezmiyor!
Neyse. Akşam olmuştu.
Yemeğimi Diony'le yedim ve erken dönmek için söz verdim. Otelin içindeki yerlerden birinde buluşacaktık. Bar desen bar değil, disko desen değil ortası saçma bir yer. Ama güzeldi. Ben de güzeldim. Abartılı da durmamak için yüksek bel etek giydim çıktım. Saçlarımı da açtım. Ah tabi siz bilmiyorsunuz. Aphro'nun saçları diye kitap yazılmalıdır. O derece.
Oturduk konuştuk. Sarışın da çok harika giyinmişti. O dolgun üst baldırları dar pantolonunu patlatacak gibi duruyordu. 20 yaşındaydı. Otele ailesiyle gelmişti ama ailesi bir haftalığına tekrar istanbula dönmüştü o yüzden bir haftalığına odası da boştu! Bu kadar güzel şey nasıl yanyana denk gelir tanrım!
Çok dans etmedik. Zaten çok da oturmadık. Aklım sürekli Diony'de olduğundan mesaj atıp ne yaptığını sordum. Cevap gelmedi. Tekrar darılmış olabileceğini düşünüyordum ki, sarışın "Burası çok sıkıcı bence. Odana gidelim mi?" dedi.
"Iııığ. Burası bence de sıkıcı ama senin odan boşken neden benimkine gidelim ki? Diony var." dedim.
Seninkine gidelim bence daha çok eğleniriz. Hem Diony'i tanımak istiyorum.
Düşündüm. Acaba sex yapmak istemiyor sadece oturup muhabbet etmek falan mıydı amacı? Ama "tamam olur" dedim. Yarım saat önceki mesajıma cevap vermeyen Diony "Sarışınla odaya geliyoruz ordasın dimi? Seninle tanışmak istiyor" mesajıma cevap verdi.
"Tatlım biraz önceki mesajını görmemişim. Bir sorun yok umarım ama gelin odadayım."
Uzun holler
Lobiler
Çiftler
Do not disturb yazıları atlatıldı ve odamıza geldik.
DIONY KAPIYI AÇTI
Diony'nin kapıyı açışında kaldık. Gerisini o anlatsın canlarım. Sizi seviyorum. Hikayenin devamında biraz şaşıracaksınız sanırım. Ama olsun düşününce şaşırmak ne kadar güzel birşey değil mi?
Xoxo
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)