16 Ocak 2010 Cumartesi

Fabrika?



Ben Diony.

Bir erkeğim ve yine erkeklerden hoşlanıyorum. Gay desem anlar mısın? Yoksa ibne mi diyeyim?
 Aphro da en yakın arkadaşım. O bir kız ve o da erkeklerle birlikte oluyor. Melissa P. mi diyeyim? İstersen sen kaşar de.
Çok takılmıyoruz. Çünkü Köy'de bize yeterince diyorlar istediklerini. Onların hepsi Ağaçkakan, sadece ağızları çalışıyor.
Bir tek biz değiliz. Dünyanın her yerinde minik minik Melissa P.ler doğup büyüyor. Başlarından birsürü şey geçiyor ve bunları saklamak zorunda kalıyorlar. Kız, erkek, gay...

Aslında isimleri saklamak yeterli. Fabrika'da herkesin ismi başka. İstediğimiz kişiyi, istediğimiz takma isimle burda sana anlatabiliriz. Kısmen de olsa, Fabrika'da özgürüz. Makina dişlilerini istediğimiz yöne çevirebiliriz yani. Ne makinesi? Sex makinesi? Hayır sadece sex değil.
Bakire olmayan herkes kaltak mıdır? Yanılıyorsun, sevişmek tanrının en büyük lütuflarından. Her sex sonrası tanrıya tekrar tekrar şükrediyorum. Ona inancım sonsuz. O homofobik olan ve bizi Allah'ın öyle yaratmadığını düşünen insanların öbür tarafta mors olacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum.
Peki sence insanlar ani bir kararla mı gay olmaya karar veriyor? Ya da fiziksel bir hastalık mı bu? Hatta penisin üzerine yoğurtlu patates koyup üç gün bekletince geçiceğine inananlardan mısın? Hiç bir zaman gay beyin ve ruhuna sahip olmadın, bilemezsin. Ben sahibim. Sana istediğin kadar anlatabilirim. Çocukken, uzaktan kumandalı cipler yerine lahana bebekleri tercih edişimi, erkek arkadaşlarımı azdırıp penisime dokunduruşlarımı, gizli gizli annemin makyaj malzemelerini kullanışımı...

Şimdi.
Hepinizin nasıl kaltaklıklar yaptığını az çok tahmin ediyorum. Kendinizi MoulinRouge starı hissettiğiniz günlüklerinizden parçaları bize yollayın.
Bir tek Diony ve Aphro değil, hepiniz Fabrika'dasınız.
Kıçıma nasıl şaklattığınızı hisseder gibiyim. Popomda hepinizin eline yeticek kadar yer var.
Takipte kalın.
Sizi seviyoruz.

1 yorum: