17 Eylül 2010 Cuma

Double Sex ( ismini vermek istemeyen kullanıcı)

Hi ben İsmini vermek istemeyen kullanıcı hahahahahahhahahah
Bugün çok karlıyım sabah bi sıska kapımı çaldı.
akşam bi sıska telefonumu zırlattı.
Sabah Aktif Akşam aktif çüküm morardı.
Benim aktif Man'im gelsin.

ama küsüm onla biraz sürünsün öyle beleşe göt yok!!!

10 Eylül 2010 Cuma

Diony'nin Bronz Madalyası

Hello canlarım ben Diony.

Bu yaz Aphro'yla tatile çıkmaya ailelerimizi ikna edebildik ve harika bir üç hafta yaşadık. Aphro size anlatmaya başladı bile. En son, Diony kapıyı açtı 'da kaldınız ama öncesinden benim de anlatmam gerekenler var! Nihahahahah!



Aphro Sarışın'la tanışmaya çalışıyordu. Benden barda onu beklememi rica etti ben de öyle yaptım.
Bara gittiğimde yanımdaki tabureye uzun dalgalı saçları olan esmer bir erkek oturdu. Kocaman dudakları vardı. Tam tadında bir bronzdu anlayacağınız! Bronz madalya!

"Buzlu bir bira alabilir miyim?" dedim.
"Benimki de beyfendininkinden olsun mümkünse" dedi barmene. Barmene dedi ama bana bakıyordu.
"Şortun çok güzeel" dedi arkasından da gülerek. Başımı eğip şortuma baktım. Sonra da kendi kendime,
Ah Diony çok aptalsın! Niye şaşırıyorsun! Sen değilmiydin oltan boş kalmasın, uzaktan bakan gay olduğunu anlasın diye gökkuşaklı deniz şortu alan?

"A çok teşekkürler. Senin de dudakların çok güzelmiş" dedim. Bronz yanaklar kızardı bir anda hahahaha. Barmen bizi dinliyordu çünkü. Biraları içerken birazcık daha muhabbet ettik ama hızlı hızlı içişinden onun da "balık avında" olduğunu anladım. Uzuuun bir dikleyişten sonra "Bak son yudumumu içiyorum ona göre" dedi.
"Bitirdim bile!" dedim. "O zaman benimle gel" dedi ve barın arkasındaki depomsu yere soktu beni.

O kocaman dudaklarıyla öptü de öptü öptü de öptü. Beğendiği şortumu indirdi ve bana oral yaptı. Ama ben de oral yapmak istiyordum çünkü altın kuralı biliyorum! Bronz olanların penisi bal olur bal bal!
Aklınızdan çıkmasın kızlar. Zaten yakında Aphro ve Diony'den Altın Kurallar isimli bir proje başlatacağız. Şimdi yapım aşamasındayız bunu da burdan duyuralım.

Neyse. İşe koyuldum tabi. Dümdüz bir penisi vardı ve tam istediğim gibiydi! Yumuşak! İkimiz da "tamam" olduğumuzda numaralarımızı aldık ve gitmem gerekiyor diyerek bara geri döndüm. Gittiğimde Aphro gelmişti "Kahretsin!" dedim. Nedense ona bunu anlatmak istemedim. Halen daha bilmiyor. Bugün yarın burdan okuduğunda öğrenecek, çok heyecanlı nihahahahahahaha!

Akşam yemeğinden sonra Aphro hazırlandı ve Sarışın'la buluşmaya gitti. Ben de attığı 5 mesajdan sonra Bronz Madalya'yı aradım ve odaya çağırdım. Geldi. Deli gibi sevişmeye başladık. O koca dudaklar öyle iyi çalışıyordu ki anlatamam size. Zaten uzun zamandır Bronz biriyle yatmamıştım. Anlayacağınız Diony bayramı erken kutladı.

Fakat o sıra Aphro, Diony'nin yalnız bir gece geçirdiğini sandığından üzülüp mesaj atıyordu. Nerden bilebilirdi ki odasında müthiş bronz biri var!

Aphro'nun attığı ilk mesaja bakamadım bile. Ama yarım saat sonra tekrar mesaj attığında belki önemli birşey vardır diye penisi içimden, dudakları ağzımdan ayırmak zorunda kaldım ve telefona baktım.

"Sarışınla odaya geliyoruz ordasın dimi? Seninle tanışmak istiyor"

Nee! Ama bu haksızlııık! Apar topar durumu anlatım Bronz Madalya'yı odadan çıkardım. Sarışın ve Aphro beş dakika içinde geldi vee..




DIONY KAPIYI AÇTI

Kapıyı açtım. Sarışın hakikaten çok tatlı görünüyordu. Aphro da şaşkın! Girdiler. Oturduk. Sohbet muhabbet. Sarışın'la ben konudan konuya atladıkça Aphro şaşkınlıktan ölmeye başlamıştı. Aslında ben de çok şaşırmıştım. Zevklerimin bu kadar çok uyuştuğu hetero sayısı çok azdı çünkü. Bir saatlik şaşkınlığımız Sarışının kısa cümlesiyle son buldu:

Aslında bakarsanız ben threesome istiyorum.

Ben Aphro'ya Aphro bana, ikimiz beraber Sarışın'a baktık. Aslında fena fikir değildi. Aphro hayal kırıklığının alasına uğramıştı. Ama reddetmedi.

Üçümüz yatağa girdik. Aphro kendini kötü hissetmesin diye ben çekinik durdum. Sarışın yatağa oturdu. Aphro göğsüne uzandı ben de ters V şeklinde açtığı bacaklarının arasında doğru. Deli gibi öpüşmeye başladı çocukla. Ben de boxerının üzerinden penisiyle oynadım.



Mübarek ne penis! Büyüdükçe büyüdü büyüdü büyüdü! Boxerını açtım ve günün üçüncü postasını yaşamak adına o penisi emmeye yutmaya başladım. Büyü büyü bitmeyen penis yala yala da bitmiyordu. Benim geniş boğazım Allahtan bu konuda tecrübeliydi.



Başımı kaldırdım ve kollarımla Sarışının göğsünde oturan Aphroyu çekip penisin üzerine yavaşça oturttum. Şimdi dudaklar benimdi. Çocuk harika öpüşüyordu. Anlatamam size. Tanrım keşke burda olsa şimdi of :(

Ama Aphro için o harika çocuktan vazgeçtim. Onları odada yalnız bıraktım. Ben çıkarken Sarışın arkamdan "Heey nereye?" diye seslendi. "Bir yere gitmem gerektiğini hatırladım. Üzgünüm. Gayet iyisin başka zaman da devam edebiliriz dimi amaaa :)" dedim ve odadan çıktım.

Kapılarına da elimdeki kartonu astım.

DO NOT DISTURB


Aphro'nun Oltası

It's Aphro.

Tatil anılarımızı anlatacağımızı söylemiştim. Biriktiği için biraz uzun olacak sorry. Önce ben başlıyorum.

Hepinize öneririm en yakın arkadaşınızla (Hele bir de o gayse) tatile çıkmanızı. O kadar eğlendik ki anlatamam. Gün boyu anormal şeyler yaşayıp en son gece odamıza çekilince (Eğer o gece dolu değilsek ahhahaha) sabaha kadar bunları konuşmak harika birşey.
İlk gittiğimiz gün sıkılacağımızı sanmaya başlamıştık. Çünkü havuza gir çık. Odaya gir çık. Bara git gel. Hiç mi balık yok? Oltalar hep boş mu kalacak diye söylenip duruyorduk ki ilk gece öyle oldu. İkimiz de bir panik bir hayal kırıklığı içinde sabahladık. Ertesi gün biraz da hırçınlaşmış -doğal olarak seksileşmiş- bir biçimde uyandım. Dionyle öğleden sonraya doğru havuza gittik. Tanrım o da ne! Karşımda birsürü insan var bir de başka bir şey! Harika bir vücut. Kısa sarı saçlar. Havuzdan çıkınca dimdik olmuş memeler. Şaşkınlığımı güneş gözlüğünün altına sakladım ama göğüs uçlarımı bikinin altına saklayamıyordum. O da bana baktı demek isterdim ama görmedi. Sonra düşündüm yanımda Diony gibi gayet yakışıklı bir "erkek" varken kim gözünü dikmeye cesaret eder!
Diony'e durumu anlattım ve "En azından deneyelim. Yarım saat de olsa barda otur. Eğer oltayı balığa denk getiremezsem geri gelirsin." dedim. Boşuna gay arkadaş edinin demiyorum. Hemen anlayışla karşılayıp şezlongumuza birazcık uzaktaki bara gitti. Ben de işe koyuldum tabi ki.



Saçlarımı açtım, gözlüğümü çıkardım ve yavaş adımlarla havuza girdim.
Onun olduğu taraflara doğru yüzmeye başladım. Meğer oltaya balık denk getirmeye çalışan tek kişi ben değilmişim! Benden önce davranıp müthiş tok sesiyle "Merabaa" dedi.
Şok yaşamaya fırsatım yoktu tanışmaya çabalıyormuş gibi görünmeden kısa bir meraba dedim ben de.
Erkek arkadaşınla mı geldin tatile?
Oğğv hayır sadece arkadaşım. Hatta kız arkadaşım bile sayılır :)
Hııığ tamam, şimdi anladım :) Madem öyle, akşam yemeğinden sonra görüşebilir miyiz?

Hakikaten filmlerdeki gibiymiş. Otellerde balık avlamak hiç de zor değilmiş. Ne bu! Adımı sormadan görüşelim mi dedi. Tabi ki sarışını reddetmedim. Adlarımızı öğrenip, nerde buluşacağımızı da konuştuktan sonra,
Tamam o zaman akşam görüşürüz şimdi Diony'nin yanına gitmeliyim. dedim.

Bara gittiğimde Diony yoktu. Geciktiğim için darıldğını sanmıştım ama arkamda belirdi birden. Sigara içmek için dolanmış birazcık. Bara oturduk ve olanları anlattım. O da "Aphro'nun oltası boş durmaz!" dedi. Bu atasözünü sevdim Ahahahahaha. Ama kısa bir süre sonra düşündüm. "Ya Diony'nin oltası ne olacak?"
Onu akşam yemeğinden sonra tek başına bırakmak benim için çok zorlayıcı olacaktı. İlk defa Diony'nin oltası boştu ve onu tanıyorum. Gerçekten kıskanç biri Diony. Boşuna i'm a bitch diye gezmiyor!



Neyse. Akşam olmuştu.
Yemeğimi Diony'le yedim ve erken dönmek için söz verdim. Otelin içindeki yerlerden birinde buluşacaktık. Bar desen bar değil, disko desen değil ortası saçma bir yer. Ama güzeldi. Ben de güzeldim. Abartılı  da durmamak için yüksek bel etek giydim çıktım. Saçlarımı da açtım. Ah tabi siz bilmiyorsunuz. Aphro'nun saçları diye kitap yazılmalıdır. O derece.

Oturduk konuştuk. Sarışın da çok harika giyinmişti. O dolgun üst baldırları dar pantolonunu patlatacak gibi duruyordu. 20 yaşındaydı. Otele ailesiyle gelmişti ama ailesi bir haftalığına tekrar istanbula dönmüştü o yüzden bir haftalığına odası da boştu! Bu kadar güzel şey nasıl yanyana denk gelir tanrım!

Çok dans etmedik. Zaten çok da oturmadık. Aklım sürekli Diony'de olduğundan mesaj atıp ne yaptığını sordum. Cevap gelmedi. Tekrar darılmış olabileceğini düşünüyordum ki, sarışın "Burası çok sıkıcı bence. Odana gidelim mi?" dedi.
"Iııığ. Burası bence de sıkıcı ama senin odan boşken neden benimkine gidelim ki? Diony var." dedim.

Seninkine gidelim bence daha çok eğleniriz. Hem Diony'i tanımak istiyorum.

Düşündüm. Acaba sex yapmak istemiyor sadece oturup muhabbet etmek falan mıydı amacı? Ama "tamam olur" dedim. Yarım saat önceki mesajıma cevap vermeyen Diony "Sarışınla odaya geliyoruz ordasın dimi? Seninle tanışmak istiyor" mesajıma cevap verdi.
"Tatlım biraz önceki mesajını görmemişim. Bir sorun yok umarım ama gelin odadayım."

Uzun holler
Lobiler
Çiftler
Do not disturb yazıları atlatıldı ve odamıza geldik.


DIONY KAPIYI AÇTI


Diony'nin kapıyı açışında kaldık. Gerisini o anlatsın canlarım. Sizi seviyorum. Hikayenin devamında biraz şaşıracaksınız sanırım. Ama olsun düşününce şaşırmak ne kadar güzel birşey değil mi?

Xoxo

Aphro ve Diony Tatilde

Sevgili Fabrikatörler,
Biliyorsunuz, tatildeydik. Bu yüzden uzuuunca bir süre hiç birşey yazamadık. Ama iyi ki biriktirmişiz diyoruz. Şimdi birikimi kullanma vakti. Kumbarayı açıyoruz! VOHOO!

Ben Aphro. Bu yaz tatilinde allem ettik kullem ettik ailelerimize birşeyler uydurduk ve yaklaşık üç hafta Diony'le beraber Egede bir otelde tatil yaptık. Otelin adını falan vereceğimi umuyorsanız çook yanılıyorsunuz avcunuzu yalayın ya da bilmiyorum istediğiniz herhangi bir yerinizi de yalayabilirsiniz.

Bu üç haftalık tatilden arta kalan o supersexy anılar da birazdan burda olacak. Siz takipte kalın.

Haa bu arada! Tatil boyu Facebook üzerinden paylaşımlarda bulunduk. (Facebook profili için burdaaan: http://www.facebook.com/?ref=home#!/profile.php?id=100000616856016)


Başımıza ve aklımıza gelen anlık olayları ordan duyurduk. Yazınki kadar olmasa da, yine devam ediyoruz. Takip edebilirsiniz.

8 Eylül 2010 Çarşamba

11 Ayın Sultanıyım

 1 2 3 4 5 6
 Ben diony -  Ben Aphro - Ben - Lucifer


3 aylardayıııızz çok günah sikişmeyin.
Şu bayramıda bi atlatalım kocalarımızdan ramazanın intikamını fena alıcazzz.

4 Eylül 2010 Cumartesi

Rosalinda!

Ben Diony.
Hatırlayın Nisan ayında "Diony'den Notlar" diye bir yazı yazmıştım.
(Şööyle buyrunuuz: http://fabrikada.blogspot.com/2010/04/dionyden-notlar.html)

Orda size bir arkadaşımdan bahsetmiştim:

*Başka bir arkadaşım gay olmasına rağmen iddia uğruna bir kızla görüşmeye başladı. Bunu birçok gay yapar, etraftakilerin tepkisini çekmemek için. Ama bu arkadaşım ikinci gün sıkılıp kıza, "Sevgilin bir gay biliyor musun?" dedi. İddiayı kazanmıştı kazanmasına ama ben kızın halini çok merak ediyorum.



*Aynı arkadaşım bir program çıkışı abi dediği bir arkadaşıyla beraber kalacaktı. Çocuk art niyetli çıkmış! Sarılmış, öpmeye kalkmış. Ama bizimki bunu gururuna yediremeyip hırçın Rosalinda gibi montunu alıp çıkmış evden ve yol boyu arkasına bakmadan yürümüş. Abi dediği ise, peşinden gelip sürekli özür dilemiş.

Şimdi o arkadaşım mektup yollamış bize!
Adı Rosalinda olsun madem.
En yakın kız arkadaşı Raino.
Çıkma teklifi ettiği o kız da Elifnaz.
Bakınız neler anlatıyor...





Ah güzel Elifnaz, tatlı Elifnaz!
Bir iddia uğruna başı yanmış Elifnaz!

Raino'yla benzinde otururken 2 güzel kızcağız yan masamıza oturdu. İşte herşey de o zaman başladı. Ben Raino'ya bakıp ne güzel kız dimi? dedim.Özellikle esmer olanı.


Raino da; hadi ben ordan sen ne anlarsın kızdan? Çok ilgin var sanki kızlarla! dedi.
Ben de ona inat kızı süzmeye başladım. kız da boş çıkmadı anacım ben ne yapayım? Yollu bu yoollu dedik! giriştim kıza.

Her neyse yok güzeldi, yok çirkindi derken kızlar kalktı gitti. Biz yine kaldık Raino'yla.

Raino; Neydi o öyle? dedi.
Ben: Ne neydi? gülelim eğlenelim.
Raino: Hadi be ordan! bana gıcıklık olsun diye kızı tuvalette sikecektin resmen.
Ben: E nevar? Bi kıza bakmışımm. Ayrıca sadece erkeklerle sevişmek zorunda değilim dimi?
Raino: Uf! Sus Rosalinda ya! :D gülüşmeler fln derken iş, oğlum o kız yolluydu o yüzden sana baktı sen benim gösterdiğim bi kızı kafalasana kolaysa dedi. Ee burcum oğlak yükselenim akrep! Ben boş durumuyum?!

-Durmadım tabiki hemen benzinden kalkıp eve gitmeye karar verdik. eve gittik Raino facebook daki arkadaşlarımdan en namuslusunu en güzelini aramaya başladı. Ama nafile bu dünyada çirikinsen namuslu olamazsın.. E güzelsen namus güzellerde bulunan bişeymiydi ki?

Neyse, Elifnazcığıım en altta masum masum duruyodu, Raino bi tıkla girdi profile baktı bunda iş var tmm Rosa! Budur! Bu kızı tavlayacaksın! dedi.

Eee başa gelen çekilir. Hemen kızın 78 fotoğrafımın 66 sini beğenerek başladım işe. Geriye kalanlar zaten arda Turanın resmiydi çirkin adamlar bana sexi gelir normalde ama Arda bana hiç çekici gelmediği için fotolara bile bakamadım.
Sonra kıza yağlar, iltifatlar, çok güzelsin bi gay bi kızı nasıl etkiler ki? Aslında gayleri normal kızlar çok cazip buluyor. Çünkü ortak özelliklerimiz çok fazla her neyse..

Bu kıza geceden sabaha çıkma teklifinde bulundum. O da daha çok erken olmaz fln fişman sonra kendisi bana çıkma teklifini mesaj olarak attı. Ben de kabuul ettim?! :D

Tam tamına 1 gün çıktık. Ama teklifi kabul ettikten sonra içim daralıyo eve sığamıyorum neden mi? Raino'dan alacağım mango hırkanın hiç bir alaksı yok! Benim bi kız arkadaşım var! Benim!?



WTF?!




Neyse Elifnazın bana çıkma teklifi ettiği satte kıza aynen şöyle bi mesaj attım;


"Sevgilin bi gay biliyosun dimi?"

Elifnaz'dan gelen mesaj;

"Evet."


Evet mi? Oha! Bile bile lades yapmış kız!
Demek ki neymiş? Oyuna getirdim derken, pat! Sen oyunun kurbansın!

Bi hikayem daha var daha sonra sizlerle olacağım.
Özleyin beni!



Ah Rosa. Raino'dan aldığın hırka bir kenara, bir sonraki yazını da çok merak ediyorum.
Elifnaz'ı da :(

Yseult'un Erkek Arkadaşı, Tristan'ın Mektubu

Hatırlarsınız Yseult'u.
Üç dört ay önce, erkek arkadaşı biricik Tristan'la geçirdiği birkaç günü anlatan bir mektup yollamıştı bize. (Burdan okuyabilirsiniz: http://fabrikada.blogspot.com/2010/05/yseultun-mektubu.html)
Hikayelerinin devamını anlatan mektup ise Tristan'dan geldi. Noktasına, virgülüne hatta fotoğrafına dahi dokunmadan yayınlıyoruz.
İşte Tristan'ın mektubu


Sevgili Aphro ve Diony,


Ben Tristan.
Yseult daha önceki buluşmamızı anlatmıştı, ayrı şehirlerde oluşumuzu bu yüzden libidomuzun tavan yaptığını ve ablasının evinde buluştuğumuzu biliyorsun. Yine kavuştuk, yine seviştik. Yazlıklarımız aynı yerde çok şükür. Ve çok şükür ki yaz geldi. Dananın kuyruğu koptu. İkimiz de buluşmak için çok çok heyecanlıydık. İlk karşılaşmayı ve havuzda geçen kısa oynaşmaları es geçiyorum. Gündüz oynaştık gece uslu uslu oturduk çay içtik desem inanmazsınız. Anlatıyorum:

Hava karardı mevsimlik arkadaşlarımızla bara gittik. Bar tanıdık, su gibi akıyordu biralar hey anam. Sonra da ‘Biz bi gezelim’ dedik uçarcasına çıktık oradan.


Gittik sitedeki boş bir evin gür ağaçlı bahçesine. Fularıyla Yseult’un gözlerini bağladım. Sonra saçlarını hafifçe sırtına doğru çekip boynunu yalamaya başladım. Ardından yavaşça gömleğinin düğmelerini açtım. Siyah sutyeni ve siyah taytıyla o kadar seksiydi ki anlatamam. Yavaşça göğüs uçlarını yaladım. Zevk aldığını görünce daha da tahrik oldum. Sonra onu yavaşça çimenlere yatırdım. Taytını çıkardım ve tangasının arasından içinde gidip gelmeye başladım. O da elleriyle sırtıma bastırıp beni kendine doğru çekti. Kısık sesler çıkarıyordu ama ben yine de korktum ve elimle ağzını kapadım. Bir kaç dakika sonra elimi ısırdı ve gözündeki fuları çıkardı. Tekrar deli gibi öpüştük. Bir anda dizlerime kadar inik olan boxerımı çıkarıp fırlattı. Daha sonra beni ağzına aldı. Ben de az önce gözünde bağlı olan fuları alıp onun göğüslerinde gezdirdim. Sonra küçük bir hareketle onu kucağıma alıp ağaca yasladım. Tekrar gidip geliyordum. Korunmasız seks çok daha delirtici olduğundan kendimizden geçmiştik.

Çok yorulmuş, ağacın dibinde Adem ve Havva gibi kıvrılmışken bir ses duyduk. Nasıl giyindik oradan nasıl kaçtık hatırlamıyorum. Gelen site bekçisiydi. Halbuki gayet sessizdik :) Sonuçta yakalanmadık yani ama, bizi öyle görmemesi büyük şans.
Sizi seviyoruz Fabrika, çok öptük.



Bir de böyle en sonunda sizi seviyoruz demiyorlar mı :)