4 Eylül 2010 Cumartesi

Yseult'un Erkek Arkadaşı, Tristan'ın Mektubu

Hatırlarsınız Yseult'u.
Üç dört ay önce, erkek arkadaşı biricik Tristan'la geçirdiği birkaç günü anlatan bir mektup yollamıştı bize. (Burdan okuyabilirsiniz: http://fabrikada.blogspot.com/2010/05/yseultun-mektubu.html)
Hikayelerinin devamını anlatan mektup ise Tristan'dan geldi. Noktasına, virgülüne hatta fotoğrafına dahi dokunmadan yayınlıyoruz.
İşte Tristan'ın mektubu


Sevgili Aphro ve Diony,


Ben Tristan.
Yseult daha önceki buluşmamızı anlatmıştı, ayrı şehirlerde oluşumuzu bu yüzden libidomuzun tavan yaptığını ve ablasının evinde buluştuğumuzu biliyorsun. Yine kavuştuk, yine seviştik. Yazlıklarımız aynı yerde çok şükür. Ve çok şükür ki yaz geldi. Dananın kuyruğu koptu. İkimiz de buluşmak için çok çok heyecanlıydık. İlk karşılaşmayı ve havuzda geçen kısa oynaşmaları es geçiyorum. Gündüz oynaştık gece uslu uslu oturduk çay içtik desem inanmazsınız. Anlatıyorum:

Hava karardı mevsimlik arkadaşlarımızla bara gittik. Bar tanıdık, su gibi akıyordu biralar hey anam. Sonra da ‘Biz bi gezelim’ dedik uçarcasına çıktık oradan.


Gittik sitedeki boş bir evin gür ağaçlı bahçesine. Fularıyla Yseult’un gözlerini bağladım. Sonra saçlarını hafifçe sırtına doğru çekip boynunu yalamaya başladım. Ardından yavaşça gömleğinin düğmelerini açtım. Siyah sutyeni ve siyah taytıyla o kadar seksiydi ki anlatamam. Yavaşça göğüs uçlarını yaladım. Zevk aldığını görünce daha da tahrik oldum. Sonra onu yavaşça çimenlere yatırdım. Taytını çıkardım ve tangasının arasından içinde gidip gelmeye başladım. O da elleriyle sırtıma bastırıp beni kendine doğru çekti. Kısık sesler çıkarıyordu ama ben yine de korktum ve elimle ağzını kapadım. Bir kaç dakika sonra elimi ısırdı ve gözündeki fuları çıkardı. Tekrar deli gibi öpüştük. Bir anda dizlerime kadar inik olan boxerımı çıkarıp fırlattı. Daha sonra beni ağzına aldı. Ben de az önce gözünde bağlı olan fuları alıp onun göğüslerinde gezdirdim. Sonra küçük bir hareketle onu kucağıma alıp ağaca yasladım. Tekrar gidip geliyordum. Korunmasız seks çok daha delirtici olduğundan kendimizden geçmiştik.

Çok yorulmuş, ağacın dibinde Adem ve Havva gibi kıvrılmışken bir ses duyduk. Nasıl giyindik oradan nasıl kaçtık hatırlamıyorum. Gelen site bekçisiydi. Halbuki gayet sessizdik :) Sonuçta yakalanmadık yani ama, bizi öyle görmemesi büyük şans.
Sizi seviyoruz Fabrika, çok öptük.



Bir de böyle en sonunda sizi seviyoruz demiyorlar mı :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder